© Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi

Altı Ay Alacaklı Mahpus

Nâzım Hikmet’in babası ve Süreyya Sineması’nın müdürü Hikmet Nâzım Bey, 1932’de bir köpek tarafından ısırılınca kuduz aşısı yaptırır. Fakat daha birkaç gün önce yaralanmış ve tetanos aşısı da yaptırmıştır. Hikmet Bey, iki aşının uyuşmaması nedeniyle ağır hastalanır. Hikmet Bey evinde hasta yatarken patronu Süreyya Paşa yanına gidip sinemanın hesaplarıyla ilgili olarak kendisiyle konuşur.

Bu konuşmadan birkaç gün sonra Hikmet Bey ölünce, Nâzım Hikmet kahrolur ve o kızgınlıkla önce “Gece Gelen Telgraf”, bir yıl sonra da “Hiciv Vadisinde Bir Tecrübei Kalemiye” başlıklı şiirleri yazar. İkinci şiirde kendi babası ile Süreyya Paşa’nın babası Abdülhamid dönemi Seraskeri Rıza Paşa’yı anlatır.

GECE GELEN TELGRAF
Nâzım Hikmet, 1931
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret
“VEFAT ETTİ.”
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.
.
Bakıyorum duvara :
duvarda bir yara –
duvarda bir resim –
vefat edenin,
elimle çizmişim.
.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar…
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kâatlar :
bazıları
onun el yazıları.
.
Gece gelen telgraf,
dört heceden ibaret…
Şafak söküyor –
odam
geceden ibaret.
[…]
GECE GELEN TELGRAF
Nâzım Hikmet, 1931
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret
“VEFAT ETTİ.”
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.
.
Bakıyorum duvara :
duvarda bir yara –
duvarda bir resim –
vefat edenin,
elimle çizmişim.
.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar…
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kâatlar :
bazıları
onun el yazıları.
.
Gece gelen telgraf,
dört heceden ibaret…
Şafak söküyor –
odam
geceden ibaret.
[…]

1933’te Gece Gelen Telgraf adlı kitabı dolayısıyla “halkı rejim aleyhine kışkırtmak” suçlamasıyla hakkında dava açılırken 22 Mart 1933’te gizli örgüt kurmak ve duvarlara bildiriler yapıştırarak komünizm propagandası yapmak suçlamasıyla tutuklanır ve yargılanmak üzere Bursa’ya gönderilir. Ancak Cumhuriyetin onuncu yılı dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla birinci dava düşer; ikinci davada ise 4 yıl hapse mahkûm olan Nâzım Hikmet, bu cezanın 3 yılı af yasası kapsamına girdiğinden, kalan cezasını ise fazlasıyla çekmiş olduğundan Ağustos 1934’te 6 ay alacaklı olarak salıverilir.

Nâzım Hikmet’in ilk tutuklanışı, tiyatro ve sinema sanatı ile yoğun olarak ilgilendiği bir zamana rastlamıştır. Film senaryoları, operet ve filmlere şarkı sözleri yazmaktadır. Şehir Tiyatroları’nda oynanan “Üç Saat” operetinin elde ettiği büyük başarı üzerine o yıl “Lüküs Hayat” opereti hazırlanır. Operetin dillerden düşmeyen şarkılarının güfteleri Nâzım Hikmet tarafından, (muhtemelen) Bursa Cezaevi’nde yazılacaktır. İlk gösterimi 22 Ocak 1933 yılında yapılan “Karım Beni Aldatırsa” filmi ile ilgili olarak Nâzım Hikmet 5 Temmuz tarihli mektubunda Piraye’den, “Filmin plaklarından gelecek parayı takip etmesini” ister.

Nâzım Hikmet ile İhsan İpekçi, 1937. İstanbul

Nâzım Hikmet ancak bir yıl sonra özgür olacak ve yine Mümtaz Osman takma adıyla film senaryoları, “Deli Dolu”, “Saz Caz” gibi operetlere şarkı sözleri yazdırmayı sürdürecektir.

Gece Gelen Telgraf şiiri
Seslendiren: Burak Davutoğlu
Ses Tasarımı: Göksenin Göksel
Görsel: Hikmet Bey, Murat Germen & Cafer Türkmen Arşivi
Nâzım'ın Hikâyesi Soundcloud hesabı

Sahnelerin Adamı

ÖNCEKİ

Nâzım Hikmet'in Soyadı: RAN

SONRAKİ
naziminhikayesi