© Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi

Cezaevi Dostlukları: Kemal Tahir

Kemal Tahir ile Nâzım Hikmet’in dostluğu edebiyat tarihimiz için özel bir öneme sahiptir. 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası’nda 15 yıl ceza alır, Çankırı’da Nâzım Hikmet’le bir süre aynı cezaevinde yatarlar. Daha sonra Nâzım Hikmet Bursa Cezaevi’ne geçer ama dostlukları mektuplarla sürer. Bu mektuplar Nâzım Hikmet’in edebiyatını ve dünya görüşünü anlatan birinci el kaynaklardır. Kemal Tahir Nâzım Hikmet’le ilgili gözlemlerini Vâlâ Nurettin’e şöyle anlatır:

Nâzım Anadolu Destanı’na İstanbul Tevkifhanesi’nde başladı. Bunu Çankırı’da bitirdi. Bu arada Destanla ilgili olmayan küçüklü büyüklü müstakil birçok şiir yazmıştır. Çankırı’da Destanı bitirdikten sonra, Meşhur Adamlar Ansiklopedisi diye bir küçük şiir kitabına başladı. Bu kitap sonradan memleketimden İnsan Manzaraları adıyla elden ele dolaşmış ve halen de maalesef Türkiye’de Türkçesi basılmamıştır. Nâzım’ın bu Memleketimden İnsan Manzaraları eserini aşağı yukarı 200 bin mısra olarak düşündüğünü biliyorum. Bu arada Nâzım Anadolu Destanı’nı, eski ve yeni bir sürü müstakil şiirleriyle beraber, bu muazzam esere serpiştirmeyi de denedi. Bu hususta aramızda uzun tartışmalar ve hapishaneden hapishaneye yazışmalar oldu. Nâzım, ayrıca basılmış eski kitaplarından, Destan türüne girenleri de içine alacak bir ‘Tarih Boyu Bütün İnsanların Destanı’ planıyla Memleketimden İnsan Manzaraları kadar dehşetli büyüklükte bir eser tasarlamıştı.
Vâlâ Nureddin. Bu Dünyadan Nâzım Geçti. Cem Yayınevi, 4. Baskı. 1980. s.368

Nâzım Hikmet’in Kemal Tahir’le mektuplaşmaları şairin edebi yaşamında özel bir yer tutar. Birbirlerinin yazdıklarını okurlar, eleştirirler, tartışırlar. Bir yandan dünya görüşlerini tartışırken bir yandan da edebiyat anlayışlarını oluşturmaya çalışır, bu arayışlarının kaydını tutarlar. Çoğunluğu Nâzım Hikmet’e ait olan mektupları yayına hazırlarken yazdığı önsözde Kemal Tahir çok önemli bir noktaya işaret eder:

Mahpusluğu dışında da, Nâzım Hikmet, aralıksız, izlenip gözetlenmiş, evi üst üste basılıp kitapları ve müsveddeleri alındığı için, çalışmalarına yardımcı bir kitaplığa sahip olamadığı gibi, ‘Kırpıntı Bohçası’ dediği müsveddelerini bile sürekli olarak eli altında bulunduramamıştır.
Tarih, edebiyat, sanat, felsefe, ekonomi, sosyoloji üzerindeki düşüncelerini düzenli olarak açıklayamaması bundandır.
Büyük bir sanatçının bu konulardaki düşüncelerinden yoksun kalmak, memleketinin edebiyatı ve fikir hayatı için olduğu kadar, dünya için de büyük bahtsızlıktır.
Okumanıza sunduğumuz bu mektuplar, her şeyden önce, bu boşluktaki yerlerini dolduracaklardır.
[…]
Mektupları okurken –hele genç kuşaklar- şu noktaları göz önünde tutmalıdır: Bunlar, bir mahpushaneden bir başka mahpushaneye gönderildi. Yazıldıkları sıra, içerde tek parti idaresi, dışarıda tarihin örneğini görmediği kanlı bir dünya savaşı, var kıyıcılığı ile sürüyordu.
Nâzım Hikmet. Kemal Tahir’e Mapusaneden Mektuplar. Adam Yayınları, 5. Basım. 1993. s.7-9

Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e Mektubu, 30.12.1942
Seslendiren: Sinan Divrik
Ses Tasarımı: Göksenin Göksel
Görsel: Nâzım Hikmet ve Kemal Tahir
Nâzım'ın Hikâyesi Soundcloud hesabı

[soundcloud id=’476952567′ playlistHeight=”]

Image
Kemal Tahir ve Nâzım Hikmet’in Arkadaşlık Siyaseti
Fatih Altuğ, Ocak 2019
Merkez tarafından 15 Ocak 2019’da Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Nâzım Hikmet’le Karşılaşmalar panellerinin birinci oturumunda, Fatih Altuğ’un yaptığı “Kemal Tahir ve Nâzım Hikmet’in Arkadaşlık Siyaseti” başlıklı sunum. Etkinliğe dair ayrıntılı bilgi almak ve kayıtları izlemek için Merkez video arşivini ziyaret edebilirsiniz.
Merkez Video Arşivi

Aslında gördüğümüz bir ilişki ağı var burada, Nâzım Hikmet’in merkezde olduğu. İşte, onun aracılığıyla başlatılan ilişkiler. Bunlardan bir tanesi, görüyoruz mektuplarda, Nâzım Hikmet Orhan Kemal hakkında Kemal Tahir’e izlenimlerini aktarıyor. Sonra Orhan Kemal ile Kemal Tahir mektuplaşmaya başlıyor. Bir noktada, biraz daha sanırım erken bir zamanda, hapishanede birlikte kalırlarken, Piraye ile tanışıyor Kemal Tahir. Nâzım Hikmet’in mektupları aracılığıyla Piraye’nin sesi devreye girdiği kadar, doğrudan Kemal Tahir ile Piraye arasında da mektuplaşmalar var. […] Hapishane merkezli, ama Piraye gibi hapishane dışında olanları da kapsayan bir mektup ağı var.

Cezaevi Dostlukları: İbrahim Balaban

ÖNCEKİ

Kuvâyi Milliye Destanı

SONRAKİ
naziminhikayesi