© Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi

Piraye

1930 yılında Piraye, Nâzım Hikmet’in kardeşi Samiye ile arkadaş olur. Ardından Nâzım Hikmet’le aralarında tutkulu bir ilişki başlar. O günleri Piraye’nin oğlu Memet Fuat şöyle anlatıyor:

Piraye ile Nâzım, 1930'lar. İstanbul
Piraye ile Nâzım, 1930'lar. İstanbul

Derken birdenbire Piraye çıktı ortaya.
Piraye, kendisini bırakıp Paris’e giden, bir türlü geri dönmeyen kocası Vedat Örfi’den boşanmak üzere, kayınpederi Mehmet Ali Paşa’nın Erenköy’deki köşkünden ayrılıp Kadıköy’e, annesinin evine geldiğinde, iki çocuklu yirmi dört yaşında genç bir duldu.
[…]
Nâzım ile Piraye’nin tanışmaları, yakınlaşmaları, önemli sorunlara yol açtı. Piraye’nin aklı iki çocuğundaydı. Kocasından daha resmen boşanmamıştı. Ayrıca, annesi ile babası, komünist olduğunu her yerde açık açık söyleyen, başına neler geleceği bilinmeyen işsiz güçsüz bir şairle evlenmesini istemezlerdi. İkinci kocasını yüreğiyle değil aklıyla seçmeliydi.
[…]
Bir ‘küçük burjuva’ evliliği yapacak, bahçesinde ebruli hanımelleri açan kutu gibi bir evde, çocuklarıyla birlikte mutlu yaşayacaktı. Yeni bir dünyanın gelmekte olduğunu biliyordu. Ama onun saçları ölmekte olan eski dünyanın parmaklarına dolanmıştı bir kere, başını kurtarması olanaksızdı.
Nâzım’ı kendisinden soğutmak için söylediği sözler, şamar gibi şiirlere konu olunca, bu kez de kızıyor, üzülüyordu.
Ne yapsa boşunaydı. Karşısında tuttuğunu koparan, ayrıca sevdasını dile getirmeyi çok iyi bilen bir insan vardı.

Fırtınalı bir ilişkinin sonunda 1932 yılı başlarında evlenmeye karar verirler, Piraye 3 Eylül 1932’de kocası Vedat Örfi Bengü’den ayrılır. Nikahlanmak için 1935 yılını bekleyeceklerdir.

5.3.38

Nâzımcığım,
Üzülme. Sen orada sıkıldıkça biz burada daha çok azap çekiyoruz.
Bilirsin, benim güzel bir huyum vardır, her felaket karşısında taş kesilirim. Sen de öyle yap, üzülmekle, sıkılmakla eline bir şey geçmez. Bizi düşünme, ben her işi düzeltirim. Çocuklarının başında ben varım. Yoksa bana itimadın yok mu?

Sıkılma. Sana kitap gönderdim, onları oku, vakit geçirmeye çalış. Çok sinirlendiğin zaman beni hatırla, sen orada sıkıldığın zamanlar, ben burada duyuyorum, hastalanıyorum.

Bir defter al, hatıralarını, her gün duyduklarını yaz. Eminim ki mektupların kadar güzel olacaktır.

Beni şimdiye kadar hiç üzmedin, böyle kötü şeyle düşünme.

Güler yüzlü olur muyum, bilmem ama, senin yanında her zaman dünyanın en bahtiyar kadını idim, öyle de kalacağım. Kocasından, on sene sonra, atıldığı hapiste hâlâ aşk mektupları alan kadının bahtiyar olmaması için ancak deli olması lazım. Sen en güzel senelerini bana verdin, en güzel aşk şiirlerini bana yazdın, en kuvvetli yazılarını benim yanımda yazdın, bütün eserlerinde benden bir parça var.

Yüzündeki birkaç çizgi de benim yüzümden olmadı mı, Nâzım?

Seninle ben aynı insanız gibi geliyor bana, sen ağladığın zaman ağlamak, güldüğün zaman da gülmek istiyorum.

Suçsuz olduğun artık bence malum. Mektubun ferahlattı beni. Şimdi sevinçle, üzülmeden, kendimizi oyalayarak çıkacağın günü bekleyelim. Sabırlı olalım, elbette bir gün bu cezayı kâfi görecekler.

Çocuklar ve evdekiler mektup yazdılar, gönderiyorum. Haber’den on beş lira aldım. Vedat’ın borcunu ödedim. Param var. Merak etme.

Gözlerinden, ellerinden öperim.

Piraye

Nâzım Hikmet. Nâzım ile Piraye (Mektuplar 1). Yay. Haz. Memet Fuat. Adam Yayınları 7. Baskı. 1993. s.74

1947 yılında Münevver Andaç’a aşık olana dek Nâzım Hikmet için Piraye hem sevgili hem yoldaştır. Yazdıklarını gönderip yorumlarına önem verdiği, sayısız mektup ve şiir yazdığı, başyapıtı Memleketimden İnsan Manzaraları’nı adadığı, zihinsel gelişiminde büyük payı olan bir sevgili. Nâzım Hikmet, Piraye’nin çocuklarını da kendi çocukları gibi benimser. Özellikle Memet Fuat ile ilişkisi hakiki bir baba-oğul ilişkisinin ötesine geçer. Memet Fuat daha sonra Türkiye’nin önde gelen eleştirmen ve yayıncılarından biri olur, Nâzım Hikmet’in eserleri onun çabaları sayesinde okurlarına ulaşır.

Image
Memet Fuat: Çağını Görebilen Yazar, Açılış Konuşması
Murat Gülsoy, Aralık 2019
19 Aralık 2019’da gerçekleştirdiğimiz “Çağını Görebilen Yazar: Memet Fuat” başlıklı etkinlikte Nâzım Hikmet’in manevi oğlu, Türkiye edebiyatını şekillendirmiş, Türkçeye çok önemli katkılarda bulunmuş, Nâzım Hikmet külliyatının günümüze eksiksiz ulaşmasını sağlamış, yayıncı, dergici, eleştirmen, yazar, çevirmen ve spor tutkunu Memet Fuat’ın (1926-2002) edebi üretimini ve çok yönlü kişiliğini ele aldık.
Merkez Video Arşivi

Özellikle de mektuplarını okuduğumda çok etkilendiğimi hatırlıyorum, çünkü bir babanın oğluna yazdığı hem duygusal içerik, ama aynı zamanda kendi poetikasını, edebiyat anlayışını nasıl aktardığını gösteriyor. Sonra Memet Fuat’ı tanıdıkça, onun yazdıklarını okudukça, bu devamlılığın nasıl yankı bulduğunu, nasıl ilerlediğini görmek de hoş.

Albüm
Murat Germen & Cafer Türkmen Arşivi
Nâzım Hikmet’in albümü, fotoğraf sanatçısı ve akademisyen Murat Germen’in, Cafer Türkmen ile birlikte özel teknikler kullanarak sayısal ortama aktardığı fotoğraflardan oluşmaktadır. Germen’in özel izniyle kullanılan fotoğraflar telif hakkına tabidir.
Eşi Piraye, kızkardeşi Samiye, çocukları ve yakınlarıyla, Mithat Paşa.
Samiye, Nâzım Hikmet, Piraye, Seyda bir kır kahvesindeler.

Üretken Şair

ÖNCEKİ

Partiden İhraç

SONRAKİ
naziminhikayesi