© Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi

Yeniden Yayımlanma Süreci

Roman, oyun, senaryo ve gazete yazıları da yazan şair, yaşamının büyük bir bölümünü hapiste ve sürgünde geçirdiği için, 1963’te Moskova’da öldüğünde, geride dağınık bir külliyat bırakır. Eserleri Türkiye’de 1936’dan sonra ancak 1965 yılında yeniden ve bir kısmı ilk kez yayımlanmaya başlar.

İlk olarak 1964 yılında Doğan Avcıoğlu yönetimindeki Yön dergisinde bazı şiirleri yayımlanır, bir kovuşturmayla karşılaşmayınca Kurtuluş Savaşı Destanı Yön Yayınları tarafından 1965 yılının Mart ayında kitap olarak basılır. Bu baskı Nâzım Hikmet’in Türkiye’de yayımlanma sürecinde kuşkusuz bir dönüm noktasıdır, ancak yıllardır elden ele dolaşan kopyalar kullanıldığı için bu ilk yayınlarda hatalar ve eksikler vardır.

Temmuz 1965’de Piraye ve Nâzım Hikmet’in üvey kardeşi Metin Yasavul’un sahibi olduğu, Memet Fuat’ın yönettiği De Yayınevi’nin yayını Yeni Dergi şairin şiirlerini eksiksiz yayımlayacağını duyurur. Memet Fuat şairin Bursa Cezaevi’ndeyken yazıp Piraye’ye bıraktığı eserleri titizlikle gözden geçirerek yıllar içinde arka arkaya yayımlayacaktır. Ancak bu kitaplar defalarca toplatılır, Memet Fuat Komünizm propagandası yapmakla suçlanarak yargılanır yine de Nâzım Hikmet’i yayımlama mücadelesinden asla vazgeçmez.

Adını önemli eleştirmenlerin yanına yazacak olan Memet Fuat’ın Nâzım Hikmet’in yapıtlarının günümüze ulaşmasına katkısı büyüktür.

Image
Babaya Bağ Bağışlamak: Memet Fuat’ın Nâzım Hikmet’e Yoldaşlığı
Yalçın Armağan, 15 Ocak 2019
Merkez tarafından Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Nâzım Hikmet’le Karşılaşmalar panellerinin ikinci oturumunda Armağan, Nâzım Hikmet ile Memet Fuat’ın baba-oğul ilişkisini yayıncılık çerçevesinde ele alırken, Memet Fuat’ın Nâzım Hikmet külliyatının oluşmasındaki katkılarını ve şairin efsaneleştirilmesine karşı yürüttüğü mücadeleyi anekdotlar ve rakamlar üzerinden açıklıyor. Etkinliğe dair ayrıntılı bilgi almak ve kayıtları izlemek için Merkez video arşivini ziyaret edebilirsiniz.
Merkez Video Arşivi

[Memet Fuat] Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan önce birkaç kitap yayımlamış, ama bu kitapların hepsi için dava açılıyor ve kitaplar toplatılıyor. Bir hayli zarar görüyor yayınevi bundan. Memleketimden İnsan Manzaraları büyük bir yapıt ve eğer bu topluca yayımlanırsa ve toplatılırsa büyük bir külfet olacak. O yüzden de parça parça yayımlıyor. Yayımlamadan önce de, toplatılmasını önlemek için, bir askeri savcıya okutuyor metni. Seksene yakın dizeyi çıkarıyorlar, bu sayede yayımlıyorlar, sansürden de geçtiği için yayımlanabiliyor. Ayrıca Memet Fuat’ın yayıncılık bağlamında yaptığı önemli bir şey de; her baskıda o dizeleri ekliyor. 1987’ye geldiğimiz zaman Memleketimden İnsan Manzaraları tamamlanmış hale geliyor.

Bu konuda öncü olan Yön Dergisi ve De Yayınevi’ni çok yakın zamanlı olarak Dost Dergisi ve Dost Yayınları takip eder. Salim Şengil ve Nezihe Meriç’in yönetimindeki Dost Yayınevi oyunlarla başlayarak peş peşe Nâzım Hikmet kitapları basar.

Nezihe Meriç Asım Bezirci ile gerçekleştirdiği röportajda 1960 sonrasını şu şekilde aktarır:

27 Mayıs 1960 harekâtının ve 1961 Anayasa’nın üzerinizde ne gibi etkileri oldu?
Anayasa’nın getirdiği demokratik açılım içinde, az önce eksikliğini duyduğum alanda okuma işini sürdürdüm. […] 27 Mayıs’ın en büyük etkisi bu oldu bende…
Bu etkiyle neler yaptınız?
Salim’le Nâzım Hikmet’in eserlerini yayımlamaya karar verdik. Bunun için hazırlıklara giriştik. İlk olarak 1965’te üç oyununu çıkardık: Ferhat ile Şirin, Enayi, İnek. Bunları üç şiir kitabı izledi: Jokond ile Si-Ya-U, Taranta Babu’ya Mektuplar, Benerci Kendini Niçin Öldürdü. 1966’da da üç oyun (Kafatası, Unutulan Adam, Bir Ölü Evi) ile iki şiir kitabı (Şeyh Bedrettin Destanı, Yeni Şiirler) yayımladık.”
Bezirci, Asım. Nezihe Meriç. İstanbul: Evrensel Basım Yayın, 1999. 39.

1968 yılına kadar bu yayınlardan kaynaklanan bir sorun yaşamazlar. Ancak Nezihe Meriç derginin ve yayınevinin yazı işleri sorumlusu olarak 1968 Ekim’inde yayımladıkları Nâzım Hikmet Bütün Eserleri: Şiirler I için kovuşturmaya uğrarlar. Bilgi Yayınevi’nden Ahmet Küflü, Nâzım’ı topluyorlar uyarısı ile arar yazarı. İfadesi alınır. 13 Aralık’ta mahkeme tutuklama kararı verir çünkü bilirkişi raporunda adı geçen kitapta TCK’nın 142, 311 ve 312. maddelerine göre suç unsurları olduğunu belirtir. Tahliye isteği reddedilince bir hafta cezaevinde kalır. (Mahkeme süreci ve sonrası için bkz. age, s. 40-44)

Memet Fuat’ın çabalarıyla Nâzım Hikmet’in külliyatı tamamlanırken, 1970’li yılların siyasi ortamında şiirleri Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Fazıl Say gibi sanatçılar tarafından bestelenir ve geniş kitlelerle buluşur. Tiyatro oyunları oynanmaya devam edilir. Hayatı sinema filmlerine aktarılır.

Nâzım Türkiye'de

ÖNCEKİ
6. BÖLÜM GİRİŞ

Vatandaşlığının İadesi

SONRAKİ
naziminhikayesi